selam, ben “küçükharf”. kendimi sadece bu kadar tanıttıktan sonra size en özelimi açacağım.
birbirine aşırı bağlı bir aile yapısına sahibim. kuzenlerimizle sürekli birbirimizde kalırız ve gerçekten çok sevdiğim insanlar. ben henüz okula gitmezken köyde yaşayan bir kuzenimin hastalanması sonucu artık bizde yaşamaya başladı çünkü sürekli hastaneye gitmesi gerekiyordu ve bu köy şartlarında hayli zorlayıcıydı. neyse bize geldi aradan birkaç yıl geçti ablamlar üniversiteye gitti ve biz aynı odada yatmaya başladık. bi gece ben uyurken arkamdan bi el hissettim sırtımı açmış dokunuyordu. o an çok şaşkındım yani hiçbirşey anlamadım çünkü 9 yaşındayım gerçekten anlam veremedim. sonra boynuma dokundu öptü seni çok seviyorum filan dedi. tepki vermedim. biliyorum beni suçlayacak bir kesim olacaktır ama o an o kadar şaşkın oluyorsunuz ki tepki veremiyorsunuz. ilerleyen günlerde uyumadan önce hep dua eder öyle uyurdum yine dua ederken bana dedi ki, sen uyurken bana söz vermiştin ben seni öpecektim ama sen hatırlamazsın bak eğer sözünü tutmazsan allah dualarını kabul etmez annen de ablalarında baban da çok üzülür. hiçbirşey söylemedim. benden 6-7 yaş büyük olduğu ve ailemin çok kıymet verdiği bir insan olduğu için söylediklerine inanıyordum. sonra tekrar geldi yanıma ve aynı şeyleri tekrar etti tekrar öptü artık farklı yerlerime de dokunuyordu. ben seni çok seviyorum abiler kardeşlerini böyle sever dedi. sustum çünkü sesimi çıkartmayı bilen bir çocuk değildim ve içime kapanıktım. bu tekrarlanmaya başladı. aslında çok sorguladım evet abim dediğim insan beni böyle seviyor ama diğerleri böyle sevmiyordu ki, babam sadece sarılır ya da saçlarımı okşardı mesela. yanaklarımdan bile değil alnımdan öperdi hep. artık bende alışmıştım o da alışmıştı bana dokunarak hatta cinsel organını temas ettirerek kendini tatmin ediyor ertesi sabah tekrar abi kardeş oluyorduk. bir ara beni kucağına oturtup p*orno film izletti ve ordaki hareketleri bizimde yapabileceğimizi söyledi. o görüntüler hâlâ aklımda hiç unutamıyorum. artık kafamda normalleşmeye başlamıştı bu durum çünkü başkalarının da yaptığını görünce kötü birşey değil demek ki diye düşünüyordum. bu böyle şekilde üç yıl sürdü. her evde yalnız kaldığımızda, beni ona emanet ettiklerinde yaşandı. artık hissizleşmiştim hep aynı şeyler oluyordu. kimseye söyleyemedim evet çünkü her seferinde bak söylersen çok üzülürler diyordu. ben uçan kuşun bile üzülmesine dayanamayan bir insan olarak nasıl ailemin üzülmesini göze alabilirdim ki? ilerde kendimi tanımaya başlayınca, cinsellik nedir öğrenmeye başlayınca tiksinmeye başladım. ondan tiksinmeyi bir kenara bırakın kendimden midem bulanıyordu. o zamandan bu zamana her duşta neredeyse kaynar denebilecek bir su sıcaklığıyla duş alırım ve suyun sıcaklığından vücudum kıpkırmızı bir şekilde çıkarım. hâlâ o pislik tam temizlenebilmiş değil. yıllar geçti hâlâ içimde duruyor olan biten herşey. ve biz hâlâ abi kardeşcilik oynuyoruz, ama artık dokunamıyor bana. bunları bir kere aileme söylemeye niyetlendim.. üniversiteye hazırlandığım sene artık söyleyeceğim dedim çünkü annem ve babamın onu aşırı sevmelerine bana abilik yapmasıyla takdir etmelerine dayanamıyordum artık. neyse aklımda bunların dolaştığı bir yandan da nasıl söyleyeceğim kahrolurlar dediğim bir zaman diliminde. bir gece uyudum sonra sabah annemin çığlığıyla uyandım. yatağımdan kalkıp yatak odasına nasıl gittim hatırlamıyorum, babam çırpınıyordu. nefes almaya çalışıyor sürekli hırıltı çıkartıyor ama alamıyordu. ambulansı aradık ve onların bizi yönlendirmesiyle ne diyorlarsa onu yaptık. allahın belası ambulans tam 20 dakikada geldi. sabahın 6 sında trafik yokken üstelik biz aynı yolu yürüyerek 20 dakikada gidebildiğimiz bir ilçede yaşarken allahın cezası ambulans 20 dakikada ancak ulaştı eve. babam o sırada kollarımızın arasında hayatını kaybetti. sokağın başına gidip ambulansın gelmesini beklerken ömrümden bir 20 yıl geçti gitti. şimdi hakkımı gram kadar helal etmediğim o görevliler bana ne o 20 yılı ne de babamı verebilirler. babama sarıldım, çok söz verdim. 3 senedir kimseye doğru düzgün anlatamadığım adamı herkese haykıracağıma söz verdim. çok şanslıyım çünkü benim babam çok mutlu bir insandı, mutlu etmesini de çok iyi bilirdi. 18 imde bile her akşam eve gelirken sevdiğim çikolatayı alır öyle gelirdi. kimseyi kırıp dökmeden gitti bu dünyadan, herkesi arkadasında güzel dualar ederek bırakırken gitti. sonra ben babamı kaybettiğim sene sırf evden gitmek için istemediğim bir bölüme gittim. kuzen dediğim o insanı da unuttum, gömdüm gitti artık bir daha da gün yüzüne çıkmasına izin vermem. herşeye yeniden başlamaya çalıştım. gittiğim şehire tek başıma yerleştim, kimsenin yanımda gelip bana yardım etmesini istemedim ki ayaklarımın üzerinde durabileyim diye artık. çünkü ben babamın küçük kızı değildim artık, büyümüştüm, büyümek zorundaydım. geçen sene, yani üniversite 1. sınıfta da garip adamımla tanıştım. hayatımda ailemden sonra sahip olduğum en güzel varlık diyebilirim, sahip olmak derken bunu aidiyet anlarımda kullandığımı anladığınızı umuyorum:)
peki şimdi ne yapıyor o küçük kız? oturup tekrar sınava hazırlanıyor, hemde bu sefer istediği bölümü kazanacak. çünkü söz verdi, hem kendisine hem babasına hem ailesine hem de biricik garip adamına.
işte ben bu kadarım, bilemiyorum buraya kadar gelenler oldu ama okuyan varsa teşekkür ediyor ve başlarını ağrıttığım için özür diliyorum:)
hoşçakalın efendim, hep umutla kalın:)
Sıcacık oldum. Sana ve garip adamına bir ömür mutluluklar:) Umarım ona başından gelenleri anlatabilmişsindir çünkü içinde sessiz sessiz kalıp beklenmedik bir anında da patlamasını istemem. Çünkü biliyorsun böyle şeyler zamansız ortaya çıkar ve her yere dağıtır. ^^