Oldukça yakın bir zamanda uzun süreli ilişkimin sonuna vardım. Yola çıkarken sonunun buraya varacağını inanın ki hiç akıl etmemiştim. Ama hayat bu, ağlarını örerken sormaz size. İlginç bilmeceleriyle kafanızı karıştırır. Sorduğunuz sorulara hiçbir mantığa kitaba uymayan cevaplar verir. Siz kapılıp gidersiniz o şah şahalı büyüye. En güzel kumaşlardan, en iyi terzilerin diktiği perdeler iner gözünüze. İşte bu yüzden aşk, sizi hayal kırıklığına uğratan bir tiyatro oyunudur bazı zamanlar. Perdeler kapalıyken bambaşkadır her şey. Beklentiler en yüksek seviyededir. Perdeler kenara çekilmeye, gözünüzün önünden gitmeye başladığında umduğunuzun ve bulduğunuzun birbirileriyle hiçbir alakası olmadığını görürsünüz. Perdeler tamamen ortadan kalktığında ise elde kalan tek şey devasa bir hayal kırıklığıdır. Ve belki de ilişkilerin en kötü tarafı da budur. Çünkü hayalleri elinden alınmış bir insan kanatları koparılmış bir kuş misalindedir. Kendi tecrübelerime dayanaraktan vardığım fikir şudur ki bir ilişki bittiğinde bizi asıl üzen şey her zaman o kişiyle ilgili kurduğunuz hayallerin, düşlerin ve de umutların asla gerçeğe dönüşmeyeceğinin farkına varmamızdır. Sex And The City’de Carrie, Big ile olan ayrılığından sonra onunla karşılaştığında “Belki de bitmediğini hissettiğimiz ilişkileri takıntı haline getiriyoruzdur” demişti. Ve bana kalırsa bu doğru. Hem kendi tecrübelerimden hem de çevremdeki insanların tecrübelerinden yola çıktığımda yolun sonu hep buraya varıyor. Bitmemişlik hissiyatı. Bazı ilişkilerin bu kadar zor geride bırakılmasının temeli bir açıdan da buraya dayanıyor diyebiliriz. Bitmemişlik hissinin hemen yanındaysa verdiğimiz emeklerin çöpe gitmiş olması hissi yer alıyor. Geride kalan tüm o anıların çöpe gitmiş emek ve zamandan ibaret olduğunu düşünebiliriz. Ama yeterince zaman geçtikten sonra fark edeceğimiz bir diğer gerçeklik çöpe giden hiçbir şey olmadığıdır. Çünkü hayatta güzel şeylerin yaşanması gerektiği gibi üzücü veya yaralayıcı şeylerin de yaşanması gereklidir. Bazı zamanlarda da nelerin bize göre olmadığını öğrenmemiz gerekir. Ve bu en az nelerin bize göre olduğunu öğrenmemiz kadar değerlidir. Bu yüzden, her ne kadar söylemesi bana da çok zor gelse de, sonsuza dek süreceği hissiyatına kapılıp gittiğimiz şeylerin sonu da yolculuğun bir parçasıdır. Eğer ki benimle aynı süreçten geçiyorsanız sizlere söylemek istediğim tek şey, hayal kırıklıklarının sizi dibe doğru sürüklemesine müsaade etmemeniz. Ve olmuşları ve de olmamışları geride bırakmanız.

Bitmemişlik hissi..sona eren tüm ilişkilerim için hissettiğim her şeyin sadece şu iki kelime sığması…